29 Temmuz 2012 Pazar

Sadıklarla Beraber Olun



Sadakat, her şeyin esasıdır. Her şey onunla güzelleşir. Sadakat; haramileri, yol kesen, adam soyanları bile ıslah eder. Abdulkadir Geylani (ks)’nin, küçücük yaşına rağmen yalanı irtikab etmemesi, soyguncuları tevbekâr etmiştir. Sadakat, mahkemeleri boş bırakır; hâkimleri dinlendirir. Hz. Sıddık (ra)’ın sadakati ve halkını âdil bir şekilde idare etmesiyle, hiç bir suç unsuru görülmez cemiyette. İnançsızlara bile “el-Emîn” dedirtir sadakat. Bütün İlâhî güzelliklerin mâdeni olan Fahr-i Kâinât (sav)’e, düşmanları bile “Muhammedü’l-Emin” demiştir.

AHİRET İÇİN REFERANSINIZ VAR MI?

Doğruluk, bir güvendir. Bir işe alınacak kişi, referansla alınır. İnanılacak bir insanın delaletiyle kabul görür. Dünyada böyle olduğu gibi, ahirette de aynıdır. Enbiyanın, şühedanın, ulemanın şefaatiyle kurtulur insan. İdama götürülen biri, evliyadan Habîb-i Acemi (ks)’nin elini öper. İdam sehpasına çıkmadan adamın af fermanı çıkar. Malını pazarda satamayan satıcı, ilim tahsilinde zorlanan öğrenci, sâdıkların duasıyla hedefine ulaşır. Hayvanını pazara götürmesinde hiçbir alıcı bulamayan derviş, H. Hasan Efendi (ks)’nin duasıyla, pazarda müşterinin hücumuna uğrar. “Seni de Allahü Teâlâ okutsun.” buyurduğu insanlar, âlim olmuştur Biiznillah-i Teâlâ.

BİR NAZAR BİN DUA

Kayseri’nin seçkin dervişlerinden Nâim Hoca bize şunu anlattı:

“Sami Efendi (ks)’nin teşrifinde, kapı çalındı, içeriye tembel bir talebe girdi. Kendi kendime dedim ki: “Eğer Üstazımız bu çocuğa bakarsa bu çocuk âlim olur.” Yavruya nazar ettiler, çocuk önce hafız, sonra İmam-Hatip Okulunda öğretmen oldu.”

Girdiği her yeri cennet eder doğruluk. Aleyhisselat ü vesselam Efendimiz’e yoldaş olan Sıddık-ı Azam (ra) “Atîk” lakabıyla Cehnenem’den azad olmuştur. Sahibine sadakat gösteren köpek cennete girer.

SADAKAT, SADAKAT

Efendimiz (sav)’in mübarek dilinde sadıklar hep vasfedilmiştir. “Emin tacir, Nebilerle, sıddıklarla, şehidlerle haşrolur.” “Âdil devlet reisi, yeryüzünde Allah Teâlâ’nın gölgesidir.” Ali (ra): Doğruluk, nerde olursa olsun, semada ve arzda Allah Teâlâ’nın kılı kırk yaran bir kılıcıdır. Sehl b. Abdullah et-Tüsteri (ks): Sadakat, son nefeste imanla ölmektir. Doğruluk, Allah Teâlâ için amelde vefalı olmaktır.

Sadakat, âriflerin makamıdır.

EVLİYAYA GÖRE DOĞRULUK

Cüneyd-i Bağdadi (ks) şöyle buyurmuştur:

Doğruluk üç şeydedir.

1- Dilde doğruluk: Hak sözleri söylemek.
2- Şahsında doğruluk: Rahatını düşünmeden bütün varlığıyla azim ve gayret göstermek.
3- Niyette doğruluk: Halinde ihlas ve samimiyetin bulunması.

Ehlullâh katında doğruluk:

Oruç, namaz, zikir, tilavet, azaları koruma, şehevi duygulardan nefsi koruma, iyilikle emir, kötülükten nehiydir.

Doğruluğun temeli ise şunlardır:

1- Dünyaya meyletmeme.
2- Allahü Teâlâ’ya tevekkül.
3- Allahü Teâlâ’nın hükmüne rıza.
4- Sevgide samimiyet.

Bir kısım veliler doğruluğu şu şekilde özetlemişlerdir: İman, tevhid, niyette düzgünlük ve himmetini üstün tutmak.

DOĞRULUK KİMSEYE İHTİYAÇ DUYMAZ

Yaptığı taati göstermemektir doğruluk. Sevgilisi uğruna, gelen oklara bağrını açmaktır doğruluk. Hal ve amel davasından geçip, kendi arzu ve isteğinden uzaklaşmaktır doğruluk. Her şeyin temeli doğruluktur. Bütün hal ve makamlar doğruluğa muhtaçtır. Fakat doğruluk, hiç bir şeye muhtaç değildir. “Ey iman edenler! Allahü Teâlâ’dan hakkıyla korkun ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe, 120)

1 yorum: