Birgün Allah Resûlü (a.s.m.) Ashabıyla otururken su dağıtmaktaydı.
Dışardan gelen birisi Kâinatın Efendisini (a.s.m.) tanıyamamıştı. Sordu:
“Sizin efendiniz kimdir?” diye. Allah Resûlü de (a.s.m.),
“Seyyidü’l-kavmi hadimühüm,” yani “Kavmin efendisi onlara hizmet
edendir” buyurdular.
Adam hemen su dağıtan kişinin Efendimiz (a.s.m.) olduğunu anlamıştı. Bununla Allah Resûlü (a.s.m.) bir toplumun işlerini omuzuna alan kişinin o topluma hizmet etmesi gerektiğinin de altını çizmiş oluyordu. Onun için İslâmda idarecilik reislik değil, hizmetkârlıktır; millete hizmet etmektir.
Peygamberimizi (a.s.m.) göremediği halde İslâmın nuru ülkesini aydınlatınca gözleri kamaşıp o nura pervane olan Iraklı Temim Oğulları kabile reisi Ahnef bin Kays İslâmın hayata hükmeden hakikatlerini öğrenince hayranlığını gizleyememişti.
Hz. Ömer’in halife olduğu günlerdi. Acaba Halife Hz. Ömer nasıl birisiydi? Ne ölçüde Resûlullahın özelliklerini yansıtmaktaydı? Onu görme aşkı içine düştü. Resûlullaha (a.s.m.) olan hasretini, mü’minlerin halifesini görmekle giderebilecek miydi?
Medine’nin yolunu tuttu. Yanına kabile ileri gelenlerini de aldı. Havaların serinlemesini bile bekleyemedi. Yazın kavurucu sıcağında yollara düştü.
Medine’ye varınca halifenin makamını sordu. Gösterdiler. Az ilerde bir adama rastladı. Develeri tımar ediyordu. “Halife Ömer’i arıyoruz, nerede bulabiliriz acaba?” diye sordular. Karşılarındaki Hz. Ömer’den başkası değildi. Ama nerden bilebilirlerdi bir halifenin deve tımar edebileceğini? Kendilerini tanıtıp niçin geldiklerini anlattılar. Muhakkak Halifeyi görmek istediklerini söylediler.
Hz. Ömer gülümsedi, “Aradığınız benim,” dedi. “Buyrun, ne soracaksanız sorun!” Ahnef afallamıştı. İç dünyası allak bullak oldu. Bir Halife deve mi tımarlardı?
Onun şaşkınlığını gören Hz. Ömer, “Bu develerde yetimlerin, yoksulların, dul kadınların hakkı vardır,” dedi ve ekledi: “Gel ey Ahnef, sen de bana yardım et!”
Oradakilerden birisi, “Ey mü’minlerin halifesi,” dedi. “Kölelerinizden birisine emretseydiniz de bu işi yapsaydı daha iyi olmaz mıydı?”
Hz. Ömer şu cevabı verdi: “Ben ve Ahnef bin Kays’tan daha iyi köle mi olur? Bu iş için biçilmiş kaftanız biz. Müslümanların idaresini üstlenenler, onların kölesidir. Köleye yaraşan da devletine, milletine hizmette bulunmak, emanet edilenlere hıyanet etmemektir.”
Ahnef’e güzel bir ders olmuştu bu. Anlamıştı ki makam yülseldikçe sorumluluklar da artıyor; idareci milletin efendisi değil, hizmetçisidir.
Adam hemen su dağıtan kişinin Efendimiz (a.s.m.) olduğunu anlamıştı. Bununla Allah Resûlü (a.s.m.) bir toplumun işlerini omuzuna alan kişinin o topluma hizmet etmesi gerektiğinin de altını çizmiş oluyordu. Onun için İslâmda idarecilik reislik değil, hizmetkârlıktır; millete hizmet etmektir.
Peygamberimizi (a.s.m.) göremediği halde İslâmın nuru ülkesini aydınlatınca gözleri kamaşıp o nura pervane olan Iraklı Temim Oğulları kabile reisi Ahnef bin Kays İslâmın hayata hükmeden hakikatlerini öğrenince hayranlığını gizleyememişti.
Hz. Ömer’in halife olduğu günlerdi. Acaba Halife Hz. Ömer nasıl birisiydi? Ne ölçüde Resûlullahın özelliklerini yansıtmaktaydı? Onu görme aşkı içine düştü. Resûlullaha (a.s.m.) olan hasretini, mü’minlerin halifesini görmekle giderebilecek miydi?
Medine’nin yolunu tuttu. Yanına kabile ileri gelenlerini de aldı. Havaların serinlemesini bile bekleyemedi. Yazın kavurucu sıcağında yollara düştü.
Medine’ye varınca halifenin makamını sordu. Gösterdiler. Az ilerde bir adama rastladı. Develeri tımar ediyordu. “Halife Ömer’i arıyoruz, nerede bulabiliriz acaba?” diye sordular. Karşılarındaki Hz. Ömer’den başkası değildi. Ama nerden bilebilirlerdi bir halifenin deve tımar edebileceğini? Kendilerini tanıtıp niçin geldiklerini anlattılar. Muhakkak Halifeyi görmek istediklerini söylediler.
Hz. Ömer gülümsedi, “Aradığınız benim,” dedi. “Buyrun, ne soracaksanız sorun!” Ahnef afallamıştı. İç dünyası allak bullak oldu. Bir Halife deve mi tımarlardı?
Onun şaşkınlığını gören Hz. Ömer, “Bu develerde yetimlerin, yoksulların, dul kadınların hakkı vardır,” dedi ve ekledi: “Gel ey Ahnef, sen de bana yardım et!”
Oradakilerden birisi, “Ey mü’minlerin halifesi,” dedi. “Kölelerinizden birisine emretseydiniz de bu işi yapsaydı daha iyi olmaz mıydı?”
Hz. Ömer şu cevabı verdi: “Ben ve Ahnef bin Kays’tan daha iyi köle mi olur? Bu iş için biçilmiş kaftanız biz. Müslümanların idaresini üstlenenler, onların kölesidir. Köleye yaraşan da devletine, milletine hizmette bulunmak, emanet edilenlere hıyanet etmemektir.”
Ahnef’e güzel bir ders olmuştu bu. Anlamıştı ki makam yülseldikçe sorumluluklar da artıyor; idareci milletin efendisi değil, hizmetçisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder