14 Mayıs 2012 Pazartesi

Kadının çalışması ve aile baskısı

Soru:
Ben 2005 yılında üniversiteden mezun oldum. Ben bir sene kpss ye çalıştım devlette çalışmak için. Aslında ben istemiyorum. Sebebide ben başörtülüyüm. Ailem ve çevrem kamu kurumunda çalışmam için bana baskı yapıyor. Babam bana hakkını helal etmem diyor. Gir kendini kurtar. Vatana millete hizmet et diyor. Başını aç günah olmaz. Sen hizmet edeceksin diyorlar. Doğru bir mantıkmı. Ben bunalıma girecem. Ne yapacağım bilmiyorum. 12 yıldır kapalıyım, açılmakta istemiyorum ama çevremdekiler beni bunalttı.

Cevap:
Bir kadının başını açması haramdır. Bu bakımdan devlete hizmet gayesi içinde olsa bir kadının başını açması caiz değildir.

İslam dini anne ve babaya itaati emretmiştir. Ancak anne ve baba haram olan bir şeyi istedikleri takdirde evlat buna uymak zorunda değildir. Çünkü Allaha isyan söz konusu ise kula itaat edilmez.

Bilindiği gibi Nur sûresi’nin 31. ve Ahzab suresi’nin 33, 35 ve 59′uncu ayetlerinde kadınların örtünmeleri, vücutlarının zinet yerlerini yabancılara göstermemeleri emredilmektedir. Bu konuda birçok hadis de vardır. Ama bu hadisleri burada nakletmeye lüzum görmüyoruz.

Kadının bütün vücudunun avret olup olmadığı hususu da mezhepler arasında ihtilaflıdır. Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre kadının istisnasız tüm vücudu avret kabul edildiği halde Hanefî ve Malikîmezheplerinde eller ve yüzün fitne korkusu olmadığı takdirde avretolmadığı belirtilmiştir (1).

Tedavi gibi bazı zaruret hallerinde yabancı birisi bir kadının avret kabul edilen bir uzvuna zaruret miktarmca ve tedavinin gerekdiği mahalli geçmemek şartıyla bakabilir(2). Allah, Kurân-ı Kerîm’de kadınların vücutlarını örtmelerini emredip başkalarına göstermelerini yasakladığına göre onların avret mahallerini yabancıların görebileceği şekilde açmaları haramdır. Zaruret olmadıkça avret sayılan bir uzvun tamamını ya da bir kısmını açamazlar.

Zaruret, yasak bir şeyi yapmadığı takdirde helaki veya helake yaklaşmayı gerekli kılan şeydir (3). Ali Haydar Mecelle Şerhi’nde zarureti aynen şu şekilde tarif etmiştir: “Zaruret; memnu tenavületmediği takdirde helaki müstelzim olan haldir” (4).

Buna göre İslâm’a hizmet etmek gayesiyle de olsa İslâm’a ta ban tabana zıt düşen, kadının namahrem yerlerini ve avretini açmaya zorlayan yerlerde çalışmayı zaruret kabul edilmesi mümkün değildir.
Ayrıca kadınların insanlara hizmet etmesi sadece devlet dairesiyle de olmamaktadır. İslâm hizmeti böyle bir yol ile ifa edilemez.

Bilindiği gibi “Zararları gidermek, maslahatları celb etmekten evladır.” diye meşhur bir fıkıh kaidesi vardır. İslâm’ın yasaklara gösterdiği itina, emirlere gösterdiği itinadan
daha büyüktür. Hz. Peygamber bir hadîsinde: “Ben size bir şey emrettiğim zaman ondan gücünüzün yettiği kadarını yapınız. Bir şeyden nehyettiğim zaman da ondan
kaçınınız” buyurur.

Bundan dolayı meşakkati defetmek için vacibi terk etmek caizdir, ama günahları, özellikle büyük günahları işlemekte müsamaha yoktur. Bezzazî’nin ifadesine göre avret yerini örtecek bir şey bulamayan kimse, nehir kenarında da olsa istincayı terk eder. Çünkü yasak, emre tercih edilir. Kadına gusül gerekse ve erkeklerden gizlenecek bir yer bulamazsa guslü terkeder (5).

Demek oluyor ki, bir haramı işlememek için farz bile terkedilir. O halde sadece umulan bir maslahat için nassların haram kıldığı bir şeyin işlenmesi tecviz edilemez. Müslümanların, kadınların başlarını açabilmeleri için İslâm’ın hükümlerini zorlayacakları yerde, kadınların İslâmî kıyafetler içerisinde çalışmalarının çarelerini araştırıp bu yolda gayret sarfetmeleri gerekir.

1-Kitabu’1-Fıkh âlâ Mezâbili’l Erbaa 1/192. Sâbûnî, Tefsirû Ayât’il-Ahkâm c. 2. s. 381
2-el-Merginânî, el-Hidâye, c. 4, s. 84
3-Suyûtî, el-Eşbah ven-Nezâir, s. 94
4-Ali Haydar, Dürerü’l-Hakkâm Şerhu Mecelletü’l-Ahkâm, Muk. 22. Mdd. nin şerhi
5-İbnu Nüceym el-Eşbâh ve’n-Nezâir, s. 90-91
Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II.180

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder