Âhiret yolunun yolcusu olan müminin en mühim işi kalbidir. Kalbi meşgul eden aşırı şehvetin dindirilmesi ve kalbin rahatlığı için en güzel yol evliliktir. Şehvetin kırılması için oruç tavsiye edilmiştir fakat oruç çoklarının kalbinden kötü düşünceleri atmaya yetmez.
Aç kalmak herkese fayda vermez. Hatta bazı insanların şehveti açlıkla daha da şiddetlenir. Açlık bazı insanların mizacını bozar ve insan doğru dürüst bir ibadet yapamaz olur. Bu yüzden Abdullah b. Abbas (r.a), “Abidin ibadeti ancak evlenmekle tamamlanır” demiştir.
Şehvet şeytanın insanlar üzerindeki en kuvvetli silâhlarından biridir. Resûl-i Ekrem (s.a.v), kadınlara yaptığı bir konuşmasında bu konuya şöyle işaret buyurmuştur:
“Akıl ve dinde noksan olduğunuz halde akıllı bir erkeği sizin gibi mağlup eden hiç kimse görmedim.” [85]
Erkekteki şehveti harekete geçiren kadındır. Bu şehveti teskin eden de kadındır. Bunun tek meşru yolu nikâhtır. Kadın için de nefsinin tatmin ve teskin olması için en hayırlı yol evliliktir.
Haram yolla şehvet hastalığı tedavi edilmez. Haramlar tuzlu su içmeye benzer. Tuzlu su insanın susuzluğunu dindirmez, tam aksine içtikçe ciğeri yakar, susuzluk daha fazla artar.
Resûl-i Ekrem’in (s.a.v) yaptığı şu dualar herkes için çok şey ifade eder:
“Allahım! Kulağımın, gözümün ve kalbimin kötülüğü ile şehvetimin şerrinden sana sığınırım.” [86]
“Allahım! Kalbimi temizlemeni ve edep yerimi korumanı senden dilerim.”[87]
Resûlullah’ın (s.a.v) yüce Allah’a sığındığı bir şeye karşı başkalarının duyarsız olması nasıl doğru olabilir?
Cüneyd-i Bağdâdî (rah), “Yemeğe nasıl ihtiyaç duyuyorsam, hanımımla birlikte olmaya da öyle ihtiyaç duyarım” demiştir.
Gerçekten kendisiyle Allah için nikâh yapılan bir kadın, haramlara karşı bir siperdir; kocasını şehvet çukurlarına düşmekten kurtarır. Aynı zamanda kendisini de kurtarır. Böylece kocası için bir huzur sebebi olur. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Yabancı bir kadını görüp şehveti harekete geçen kimse, hemen ailesine gidip onunla cinsel ilişkide bulunsun. Böyle yapması içindeki düşünceyi defeder.” [88]
Çünkü böyle davranmak kişinin kalbini meşgul edecek şehevî düşünceleri ortadan kaldırır. Şehvet ateşi sönünce kalp rahat eder.
Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Kadın erkeğin karşısına şeytan gibi çıkar. Bir kadını görüp heves ettiğiniz vakit hemen ailenize gidip nefsinizin ihtiyacını onda giderin. Çünkü onda olanın aynısı onda da vardır.” [89]
Kalbini düşünen bir müslümanın onu helâl olan şeylerle huzura kavuşturması gereklidir. Evlenmenin asıl hedefi budur. Yüce Allah evlenmedeki bu sırra şöyle işaret etmektedir:
“Kendisiyle huzur bulsun diye Âdem için eşi Havva’yı yaratan O’dur.” [90]
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi; güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz.” [91]
İnsan evlenirken, yüce Allah’ın evlilikteki hikmet ve âyetlerini görmeye niyet etmesi, evliliğe ayrı bir fazilet katar. Ancak evlenirken buna niyet edenler çok azdır. Genelde evlenirken çocuk yetiştirmek ve cinsel yönden tatmin olmak ve haramdan korunmak dikkate alınır. Halbuki evlenmede kalp hayatı için pek çok fayda saklıdır.
İnsan yuvanın tadını tadıp zahmetlerini çekerken, aynı zamanda ondaki mânevî nimetleri de ele geçirmeye çalışmalıdır.
[85]-Buhârî, nr. 304, 1462; Müslim, nr. 79; 133.
[86]Ebû Davud, Salât, 368, Vitir, 32; Tirmizî, Daavât, 75; Hâkim, Müstedrek, 1/532.
[87]-Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 6/46.
[88]-Müslim, nr. 1403; Ebû Davud, Nikâh, 43; Ahmed, Müsned, 3/330.
[89]-Müslim,Nikâh,9(nr. 1403);Ebû Davud,Nikâh,43(nr. 2151);Tirmizî,Radâ,9(nr. 1158);Ahmed,Müsned,3/330.
[90]-A‘râf suresi ayet-189.
[91]-Nesâî, İşretü’n-Nisâ, 1; Hâkim, Müsterek, 2/160; Ahmed, Müsned, 3/128, 199, 285; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, 7/78.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder