23 Kasım 2012 Cuma

Müstehcen Görüntülere Bakmanın Hükmü Nedir?

Müstehcen Görüntülere Bakmanın Hükmü Nedir?          Geçmişte sokaklar bozulmamış, toplum hayatında kötülükler kol gezer hale gelmemişti.
O yüzden o günkü insanlardaki dindarlık âhiretini kurtarmaktan başka bir mânâya gelmiyordu. İnsanlar sadece âhiretini kurtarmak için dindarlaşıyor, mazbut olma gereği duyuyorlardı. Ya bugün Bugün de öyle mi? Evet bugün öyle değil, insanlar âhiretlerini kurtarma niyetinden önce dünyalarını da kurtarmak için dindarlaşıyorlar, dindarlıktan faydalanıp toplumda kol gezen kötülüklerden kendilerini, çoluk çocuklarını korumaya çalışıyorlar.

           İsterseniz bakın cemiyet hayatına. Her geçen gün bir yenisi çıkan kötülüklerden, bağımlılık ve sefaletten kendilerini en çok koruyanlar dindar olanlardır. Dinine bağlı kalanlardır.
Çünkü dinin insanı kötülüklere iten zaaflar ve alışkanlıklar hakkında yasaklayıcı hükümleri vardır. Bu hükümlere uyan dindarlar sadece âhiretlerini kurtarmakla kalmıyor, dünyalarını da kurtarıyor; gittikçe yaygınlaşan menfi alışkanlıklardan kendilerini ve çocuklarını da muhafaza ediyorlar.

           İsra Sûresi'ndeki 32. âyetin ikazına bakın lütfen: "Zinaya yaklaşmayın!.."

          Zina yapmayın! demiyor, Yaklaşmayın! diyor.

          Çünkü asıl mesele yaklaşmamaktadır. Yaklaşmazsanız kurtulmanız kolay olur. Yaklaştıktan sonraki gelişmelere dayanmanız zorlaşır, ateşe yaklaşanın içine düşmesi gibi bir sonuç çıkabilir.
Onun için zinaya vesile olabilecek, davetçilik mânâsına gelebilecek, tahrik ve teşvikçi görüntüleri yasaklayan din, müstehcene bakılmasını da caiz görmüyor.

           Hatta bu bakma konusunda bir diğer âyetin ikazı, ayrı bir önem arz ediyor. İsterseniz bir de o âyetin ikazına bakalım:
           "İnanmış erkek ve kadınlar gözlerini harama bakmaktan kapasınlar!." (Nur 29?30; Hülâsatülbeyan)

          Gözleri kapamak mümkün mü?
         
           Hayır. Ya niçin kapasınlar diyor?
         
          Öylesine gözlerini harama bakmaktan, müstehcene nazar etmekten korusunlar ki, sanki gözleri kapalıymış da hiç görmemiş gibi hayallerini tertemiz tutsunlar, zihinlerini kirlenmekten korusunlar.
         Zaten İmamı Şibli bu âyeti tefsir ederken:
         Sadece kafa gözlerini kapamakla kalmasınlar, kalb gözlerini de kapalı tutsunlar, haramları hayallerine almasınlar, diyor; hayali dahi korumak istiyor.
Gözle bakış konusunda neden bu kadar ısrarlı ikaz ediliyor insanlar?
Çünkü bütün günahlar, ahlâkî bozulmalar müstehcene bakışla başlar, bakışın ısrarıyla gelişir, sonra fiilî günaha dönüşür. Üstelik gözler baktıklarının resimlerini de çeker, hayal arşivinde depo eder. Nereye gitse, nerede olsa artık çektiği bu resimler, hayal âleminde gözlerinin önündedir.
Öğrenciyse dersine çalışamaz, işçiyse mesleğine tam yönelemez, fikir adamıysa zihnini toparlayamaz, derken her konuda gerileme ve düşüş söz konusu hale gelir.
Bu duruma düşmemek için din, müstehcene karşı yasaklar koyar, mensuplarını böylesine gerilemelere düşmekten kurtarır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder