1- Hayber gazasında, önüne zehirlenmiş koyun kebabı koyduklarında, (Ya Resulallah, beni yeme, ben zehirliyim) sesi işitildi.
2- Medine’de, mescid-i nebevide dikili bir hurma kütüğü vardı. Resulullah hutbe okurken, bu direğe dayanırdı. Buna Hannane denirdi. Minber yapılınca, Hannane’nin yanına gitmedi. Ondan ağlama seslerini, bütün cemaat işittiler. Minberden inip, Hannane’ye sarıldı. Sesi kesildi. (Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyamete kadar ağlardı) buyurdu.
3- Mübarek eline aldığı çakıl taşlarının ve tuttuğu yemek parçalarının arı sesi gibi, Allahü teâlâyı tesbih ettikleri çok görülmüştür.
4- Bir gün, bir köylüyü imana davet etti. Müslüman bir komşumun vefat etmiş kızını diriltirsen, iman ederim dedi. Mezarına gittiler. İsmini söyleyerek kızı çağırdı. Kabir içinden ses işitildi ve dışarı çıktı. (Dünyaya gelmek ister misin?) buyurdu. (Ya Resulallah! Dünyaya gelmek istemem. Burada babamın evindekinden daha rahatım. Müslümanın ahireti, dünyasından daha iyi) dedi. Köylü bunu görünce, hemen imana geldi.
5- Ebu Hüreyre’yi “radıyallahü teâlâ anh” Medine’de, zekât olarak gelmiş olan hurmaların muhafazasına memur etmişti. Bir kimseyi hurma çalarken yakaladı. Seni Resulullaha götüreceğim dedi. Hırsız, fakirim, çoluğum çocuğum çoktur diyerek yalvarınca, bıraktı. Ertesi gün, Resulullah Ebu Hüreyre’yi çağırıp, (Dün gece bıraktığın adam ne yapmıştı?) buyurdu. Ebu Hüreyre anlatınca, (Seni aldatmış. Yine gelecektir) buyurdu. Ertesi gece yine geldi ve yakalandı. Tekrar yalvarıp, Allah aşkına bırak dedi ve kurtuldu. Üçüncü gece, tekrar gelip yakalanınca, yalvarmaları fayda vermedi. Beni bırakırsan, birkaç şey öğretirim, sana çok faydası olur, dedi. Ebu Hüreyre kabul etti. Gece yatarken, (Âyet-el kürsi)yi okursan Allahü teâlâ seni korur, yanına şeytan yaklaşmaz dedi ve gitti. Ertesi gün, Resulullah efendimiz, Ebu Hüreyre’ye tekrar sorup cevap alınca, (Şimdi doğru söylemiş. Halbuki kendisi çok yalancıdır. Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun?) buyurdu. Hayır, bilmiyorum deyince, (O kimse şeytan idi)buyurdu.
6- Rum İmparatorunun orduları ile harp için (Mute) denilen yere asker gönderdiğinde, sahabeden üç emirin arka arkaya şehid olduklarını, kendisi, Medine’de minber üzerinde iken, Allahü teâlânın göstermesi ile görerek yanındakilere haber verdi.
7- Muaz bin Cebeli vali olarak Yemen’e gönderirken, Medine’nin dışına kadar uğurlayıp ona çok nasihatler verdi.(Seninle dünyada artık buluşamayız) buyurdu. Hazret-i Muaz Yemen’de iken Resulullah efendimiz Medine’de vefat etti.
8- Vefat ederken, mübarek kızı Fatıma’ya, (Akrabam arasında bana evvela kavuşan sen olacaksın) buyurdu. Altı ay sonra Hazret-i Fatıma vefat etti. Akrabasından ondan evvel kimse vefat etmedi.
9- Kays bin Şemmasa, (Güzel olarak yaşarsın ve şehid olarak ölürsün) buyurdu. Hazret-i Ebu Bekir halife iken Yemamede Müseylemet-ül-Kezzab ile yapılan muharebede şehid oldu.
Hazret-i Ömer’in ve Hazret-i Osman’ın ve Hazret-i Ali’nin şehid olacaklarını dahi haber verdi.
10- Acem padişahı Kisranın ve Rum padişahı Kayserin memleketlerinin Müslümanların eline geçeceğini ve hazinelerinin Allah yolunda dağıtılacağını müjdeledi.
11- Ümmetinden çok kimsenin denizden gazaya gideceklerini ve sahabeden olan Ümmi Hiram’ın o gazada bulunacağını haber verdi. Hazret-i Osman halife iken Müslümanlar, gemiler ile Kıbrıs adasına gidip harp ettiler. Bu hanım da beraber idi. Orada şehid oldu.
KAYNAK: Mir’at-ı Kâinat,Şifa-i şerif, Beyheki
2- Medine’de, mescid-i nebevide dikili bir hurma kütüğü vardı. Resulullah hutbe okurken, bu direğe dayanırdı. Buna Hannane denirdi. Minber yapılınca, Hannane’nin yanına gitmedi. Ondan ağlama seslerini, bütün cemaat işittiler. Minberden inip, Hannane’ye sarıldı. Sesi kesildi. (Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyamete kadar ağlardı) buyurdu.
3- Mübarek eline aldığı çakıl taşlarının ve tuttuğu yemek parçalarının arı sesi gibi, Allahü teâlâyı tesbih ettikleri çok görülmüştür.
4- Bir gün, bir köylüyü imana davet etti. Müslüman bir komşumun vefat etmiş kızını diriltirsen, iman ederim dedi. Mezarına gittiler. İsmini söyleyerek kızı çağırdı. Kabir içinden ses işitildi ve dışarı çıktı. (Dünyaya gelmek ister misin?) buyurdu. (Ya Resulallah! Dünyaya gelmek istemem. Burada babamın evindekinden daha rahatım. Müslümanın ahireti, dünyasından daha iyi) dedi. Köylü bunu görünce, hemen imana geldi.
5- Ebu Hüreyre’yi “radıyallahü teâlâ anh” Medine’de, zekât olarak gelmiş olan hurmaların muhafazasına memur etmişti. Bir kimseyi hurma çalarken yakaladı. Seni Resulullaha götüreceğim dedi. Hırsız, fakirim, çoluğum çocuğum çoktur diyerek yalvarınca, bıraktı. Ertesi gün, Resulullah Ebu Hüreyre’yi çağırıp, (Dün gece bıraktığın adam ne yapmıştı?) buyurdu. Ebu Hüreyre anlatınca, (Seni aldatmış. Yine gelecektir) buyurdu. Ertesi gece yine geldi ve yakalandı. Tekrar yalvarıp, Allah aşkına bırak dedi ve kurtuldu. Üçüncü gece, tekrar gelip yakalanınca, yalvarmaları fayda vermedi. Beni bırakırsan, birkaç şey öğretirim, sana çok faydası olur, dedi. Ebu Hüreyre kabul etti. Gece yatarken, (Âyet-el kürsi)yi okursan Allahü teâlâ seni korur, yanına şeytan yaklaşmaz dedi ve gitti. Ertesi gün, Resulullah efendimiz, Ebu Hüreyre’ye tekrar sorup cevap alınca, (Şimdi doğru söylemiş. Halbuki kendisi çok yalancıdır. Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun?) buyurdu. Hayır, bilmiyorum deyince, (O kimse şeytan idi)buyurdu.
6- Rum İmparatorunun orduları ile harp için (Mute) denilen yere asker gönderdiğinde, sahabeden üç emirin arka arkaya şehid olduklarını, kendisi, Medine’de minber üzerinde iken, Allahü teâlânın göstermesi ile görerek yanındakilere haber verdi.
7- Muaz bin Cebeli vali olarak Yemen’e gönderirken, Medine’nin dışına kadar uğurlayıp ona çok nasihatler verdi.(Seninle dünyada artık buluşamayız) buyurdu. Hazret-i Muaz Yemen’de iken Resulullah efendimiz Medine’de vefat etti.
8- Vefat ederken, mübarek kızı Fatıma’ya, (Akrabam arasında bana evvela kavuşan sen olacaksın) buyurdu. Altı ay sonra Hazret-i Fatıma vefat etti. Akrabasından ondan evvel kimse vefat etmedi.
9- Kays bin Şemmasa, (Güzel olarak yaşarsın ve şehid olarak ölürsün) buyurdu. Hazret-i Ebu Bekir halife iken Yemamede Müseylemet-ül-Kezzab ile yapılan muharebede şehid oldu.
Hazret-i Ömer’in ve Hazret-i Osman’ın ve Hazret-i Ali’nin şehid olacaklarını dahi haber verdi.
10- Acem padişahı Kisranın ve Rum padişahı Kayserin memleketlerinin Müslümanların eline geçeceğini ve hazinelerinin Allah yolunda dağıtılacağını müjdeledi.
11- Ümmetinden çok kimsenin denizden gazaya gideceklerini ve sahabeden olan Ümmi Hiram’ın o gazada bulunacağını haber verdi. Hazret-i Osman halife iken Müslümanlar, gemiler ile Kıbrıs adasına gidip harp ettiler. Bu hanım da beraber idi. Orada şehid oldu.
KAYNAK: Mir’at-ı Kâinat,Şifa-i şerif, Beyheki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder