13 Ocak 2013 Pazar

Namaz ve Hûşu


Kıymetli kardeşlerim!

Âyet-i celîlede, “Namazın huşû ile kılan mü’minler felaha erdi, korktuğundan kurtuldu.” ( Mu’minûn: 23/2) buyuruluyor. Peygamberimiz’in (sav) hadislerinden, “Huşû ile kılınmayan namazın, hakîkî anlamda kılınan bir namaz olmadığını anlıyoruz.” Namazı huzur ve huşû ile kılmak için ne lazım? Reşehat Aynu’l-Hayat kitabında, Şah-ı Nakşibend Efendimiz (ks)’den naklen namazda huşû için gerekli şartlar şöyle bildirilmiştir:


1. Kazancınız mutlaka helalinden olsun. Haramla iştigal etmeyiniz. Bir haram lokma boğazdan girerse, kırk gün ameller bağlanır, duâlar kabul olmaz. Hem şüpheli şeyler yiyip hem de huzur bulmanın imkânı yok. Bu yüzden yiyeceklerin, ana sütü gibi helalinden olmasına dikkat etmeliyiz. Ve nereden geldiğini, kimin verdiğini bilerek o helal yiyeceği de huzurla yemek lazım. Zira Üstadımız Hazretleri asla, rastgele, gelişigüzel yedirtmezler, durdururlardı. Kalp zikir ile meşgul olmazsa, huzurlu olunmaz; kalp çarkı zikir ile dönmezse yenilen yemek gaflet verir, nur olmaz.

2. Abdest alırken huzurlu olunuz. Ellerimizden başlayıp ayaklarımıza kadar bütün azalarımızı yıkarken, o aza ile ettiğimiz günahlara tövbe etmeliyiz. Abdestte sadece azaların dış kısımları yıkanmamalı, uzuvlarımızın bâtını da yıkanmalı. Yıkama esnasında hem abdest duâları okunmalı hem de tövbe edilmelidir. Kardeşlerim! Epey bir yaşıma kadar, abdestlerimi şehadet getirerek alırdım, abdest duâlarını ezberleyememiştim. Bir seferinde Üstadımız; “Abdest duâlarını ezberleyiverin.” buyurdular. Bunun üzerine derhal ezberledim. Buna benzer belki sekiz, on tane benim yapamadığım gizli hallerimi haber verdi Üstadımız. Onlar bizim eğri yollarımızı doğrulttular. Biz de dilimizle size tebliğ ediyoruz. Allah tesirini halk etsin.-İnşâallah-

3. Namaza başlarken huzurlu olunuz. “Ya Rabbi! Elimin dışıyla dünyayı geriye attım, huzuruna geldim.” diyerek şuurla namaza başlamalıyız. Bütün bu şartları yerine getirerek namaza durursak şayet, huzur gömleği giyer vücudumuz. Böyle Hakk’ın azametinden inleye inleye namaz kılarız.

Hocaefendinin birisi, bir talebesinin benzinin atığını, sarardığını görür. Sorar:

- Hayrola evladım hasta mısın? Geceleri uykusuz mu kalıyorsun?

- Efendim yatsıdan sonra namaza duruyorum, iki rekâtta Kur’ân’ı tamamen hatmediyorum. Hâlim ondan biraz böyle durgun.

- Evladım! Yarın abdestini huzurla al ve o kıldığın namazı ben yanındaymışım gibi kıl. Ertesi gün Sahâbe-i Kirâm’dan Sıddîk-ı Âzam yanındaymış gibi, ertesi gün Peygamber Efendimiz (sav) yanındaymış gibi, ertesi gün de Hâlık-ı Zü’l-Celâl’in huzurundaymış gibi kıl ve durumu bana haber ver, der Hocaefendi.

Talebe hocasının tarif ettiği gibi namazlarını eda etmeye başlar, fakat okuduğu miktar azalır azalır ve bir cüze kadar düşer. Allah’ın huzurunda gibi kılarken, yirmi defa, “Allahu Ekber” dedikten sonra Allah’ın azameti kalbinde tecelli eder. Fatiha Sûresinden bir ayeti hakkıyla okuyabilmek için uğraşır, “iyyake na’budu” ye gelince ondan daha ileri geçemez. “Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz.” der ama aklına; parası, davarı, ailesi, mağazası, işi gelir. Sabaha kadar bu ayette kalır. Sonunda da telli-yi İlâhîyi tartamaz ve seccadesinin üstünde ruhunu teslim eder. Hocası gidip mezarının başında;

- Yavrum ne haldesin, diye talebesine mânen sorar,

O da:

- Hocam Allah sizden razı olsun. “İyyake na’budu”ye kadar kıldığım namaz sebebiyle korktuğumdan kurtuldum, umduğuma nail oldum, Hayy olan Allah’ın huzurundayım, der.

Hâlık-ı Zü’l-Celâlimiz bizlere de böyle, hakkıyla, huşû içerisinde namaz kılmayı nasip eylesin. (Âmin)

Hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allah’a.

Yazar : Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (K.s)

Kaynak : http://www.hayatpenceresi.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder